30 Ağustos 2008 Cumartesi

Gitme!

Olur! Oluyor! Herkese oluyor böyle şeyler! Yaşamın kıyısında bir uçurum arıyorsun, tüm yaşadıklarınınla birlikte, bedenini atıvermek bir kerede! Sonsuzlukta uçarcasına çekip gitmek hayattan! Şarkıları, masalları, şiirleri, çocukların gülümsemelerini, doğan güneşi, yakamozu terk etmek! Bırakıp gitmek kolay! Yaşam bir avuç suda balık misali bazen! Çırpın dur işte! Yalnız kalırsın, çaresiz ve sonsuzlukta uçarcasına çekip gitmek istersin hayattan! Saçmalama!

Hem, biliyor musun? Güneşin ilk doğuşunu seyretmek çok güzel! Şehir tamamen uykudayken, şakacı bir çocuk gibi ufuktan yavaşça doğrulur güneş. Tüm kuşların dedikodu sesleri vardır akşamdan kalma düşlerden, biraz serindir hava ve güneş umuttur tüm üşümelere! Bu güneş çok şakacı! Akşam giderken de içimizi kaplar sevgisi ve sıcaklığı! Gökyüzünü kırmızıya boyar yavaş yavaş! Herkes bilir, ufukta tüm umutlar! Her gün sadece bu iki an için bile yaşamaya değer! Gitme!

Hem biliyor musun? Sabah kahvaltılarında yumurta çok güzel olur! Rafadan olacak mesela, kabuğun üst kısmını kırıp, kaşığı daldırıp atacaksın ağzına, sıcak çaydan bir yudum, biraz peynirden! Belki sıcak simitte vardır! Kahvaltı sonrası dirseğini masaya dayayacaksın, bir ayağını karşı sandalyeye koyup bir sigara yakacaksın! Her nefeste, doymuşluğun mutluluğu ve yeni günün huzuru dolacak içine! İçinden atar bigi atacaksın dibinde biraz çay kalmış bardağın dibine izmariti, "coss" diye çıkan sesi dinleyeceksin! Bir sonraki kahvaltıyı bekleyeceksin heyecanla! Her gün sadece bu anı yaşamak için bile yaşamaya değer! Gitme!

Çok fazla güzel şey var! Yaşamaya değer inan! Evet, acılar, dertler, olumsuzluklar da çok be! İnsanın üzerine üzerine geliyorlar, yıldızsız karanlık geceler gibi! Pes edip ne olacak? Gidip ne yapacaksın? Çok mu iyi olacak herşey? İki gün sonra unutulacaksın! Hayat iki gün de olsa yaşamaya değer! Kelebekleri düşün, ben senin için kelebek olmaya razıyım ömrüm kısa olsun ama seninle yaşayayım! Sen, kelebeklerden uzun bu ömrü neden bırakıyorsun? Yaşamanın amacı olmalı, anlamı olmalı! Ölümün anlamı sadece yokluk! Sonsuzluk ve sonsuzlukta son yoktur! Beni sonsuz yanlızlıkta bırakma! Gitme!

Tüm dünya yıkılsa, çareler tükense, yarınlar olmasa da, uçurumun kenarındayken bile inadına yaşamayı isteyeceksin, yaşayıp var olmayı! Varlığınla yaşama yaşam katmayı! Herşeyi baştan yaratacaksın, tüm düşleri en baştan kuracaksın, güneşleri yeniden doğuracaksın, geceleri yeniden yaşıyacaksın! Sımsıkı tutup hayatın saçlarını, inadına güleceksin! Kimseye yenilmeden, ezilmeden, pes etmeden! Hadi tut ellerimi, gitme! Sadece gitme!

4 yorum:

Feyza Fidan dedi ki...

Nasılda güzel anlatmışsın..İnsan hangi durumda olursa olsun yaşamla ilişkisini kesmemek için bir umuda, bir sevgiye, bir hayale tutunmalı ki soluk almaya devam edebilsin..
Sevgiler Alaattin :)

Zeugma dedi ki...

Çok güzel anlatmışsın gerçekten Alaattin : )
Tüm umutlarını yitirmiş biri bile bunları okuyunca mutlaka tutunur yaşama ucundan kıyısından..
Ve hayat her şeye rağmen yaşamaya değer..
Ben şu kahvaltı detayına bayıldım.Her gün dört gözle kahvaltı etmek için bekleyeceğim bu satırları düşünerek..
Güzel yüreğine ve umut yitkinlerine verdiğin inanılmaz cesarete teşekkürler..
Sevgilerimle..

beenmaya dedi ki...

elinin altında tutacağın, belleğinin defterinde saklayacağın, daraldığın anlarda çıkarıp da kendi kendine yüksek sesle okuyacağın bir yazı olmuş bu. hani bazen insan kendini bile unutur ya işte hatırlasın da kalsın diye...

Adsız dedi ki...

Tek Tek tüm ablalarıma çok teşekür ediyorum! Sağolun Varolun!