Ağlarken, gözlerinden yaş yerine dökülen bendim sanki! Her bir damlası ve tuzu, adımdı sanki, sessicce haykırdığın! Tuzlu ve ıslak! Nefes alırken, tam göğsünün ortasında şişip inen bendim sanki! Her nefes alışında içine dolan ben, her nefes verişinde senden ayrılan ben! Bir nefeslik ömürdüm belki! Bir nefeste tüm damarlarına dağılan, kalbine giden kandım! Gözyaşındım, tuzlu ve ıslak!
Ben sana hep kendi açımdan baktım oysa, bencillliğin daniskasıyım işte! Kendi dünyam, kendi hayallerim, kendi arzularım! Kendi içimde bir sen! Oysa önemli olan, sende bir ben yaratabilmekti! Senin tüm dokularında, beş duyu organında, duymayan organlarında! Kendimde bir sen zaten varken, sende bir ben yaratmalıydım aslında! Bencil! Ben ve cil, iki hece ve ikiside ben!
Aslında ağlayan ben olmalıydım, gözünden akan değil, gözümden akan olmalıydın! Tuzlu ve ıslak! Ağlamak rahatlamaktır, oysa ben ağlarken hiç rahat değildim! Çünkü sen rahat değildin! Ölüm sessizliğiyken gecelerin, çoşkun ağlamalarla kutladım yalnızlığımı, bencillik işte! Aslında ben hep kendime ağladım! Sana olmalıydı tüm ağlamalarım! Tuzlu ve ıslak!
12 Eylül 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
tuzlu ya da ıslak, bizimle olduğuna sevindim...
bunun farkına varabilmekte güzel...
''Oysa önemli olan, sende bir ben yaratabilmekti! ''
Belki de yarattım ama farketmeden öldürdüm...
Sevgilerimle...
Çok güzeldi..
Yorum Gönder